Antoine de Saint-Exupery’nin dünyaca ünlü kitabı “Küçük Prens”, eskimeyen bir rehber gibi bir çok kişinin başucu kitabı….
Birçok konuda rehber niteliği olan bu kitapta elbette liderlikle ilgili dersler bulmak da mümkün. Başka bölümlerinden de liderlik dersleri çıkabilir; ancak onuncu bölümde çok net biçimde bu konuya değindiğini düşünüyorum.
Onuncu Bölüm Özet
Kitabın onuncu bölümünde, Küçük Prens, 325.asteroide gelir. Burada kürkler içinde bir kral görür.
Sonrasında; kral ile Küçük Prens arasında geçen diyaloglar, sırasıyla
“Ego, Hedefler, Otorite, Adalet”
konularında net dersler vermeye başlar.
Onuncu Bölüm / 1. Ders : EGO
Küçük Prens, 325. asteroide geldiğinde, kürkler içinde bir Kral görür. Kral, kitapta şöyle anlatılır:
Küçük Prens gözleriyle oturacak bir yer aradı ama o müthiş kürk bütün gezegeni kaplamıştı.
Kürkü “ego” olarak yorumlarsak, liderin egosu, yönettiği alanı kapladığında başkasına yer kalmıyor. Buradan hareketle, egomuzun kapladığı yerle ilgili farkındalığımızın olması ve başkalarına yer kalmamacasına büyütmemeye özen göstermemiz gerektiği sonucunu çıkarabiliriz.
Onuncu Bölüm / 2. Ders : HEDEFLER
Küçük Prens, kralın gücüne hayran olur. Kendinde de böyle bir güç olsa ne isterdi diye düşünür.
Kraldan günbatımını göstermesi için Güneş’e batma emrini vermesini ister. Kral şöyle der:
“Bir generale kelebek gibi çiçekten çiçeğe uçmasını ya da bir trajedi yazmasını ya da martı olmasını buyursaydım, o general de aldığı buyruğu yerine getirmeseydi suç kimde olurdu? Onda mı, bende mi?“
Liderler, gerçekçi hedefler koymada başarılı olamadıkları zaman, taahhüt ettiklerini yerine getiremezler.
Gerçekçi hedef koyamamış olma sorumluluğunu almamaları ise; Küçük Prens’te kralın verdiği örnekle eştir. General çiçekten çiçeğe konmayı başaramayınca sorumluluk kimde olmalı?
Lider sorumluluğunu kabul etme davranışında başarısızsa, kendi yetersizlik hissini ekibe de aktarır.
SONUÇ: Ekipte motivasyon kaybı ve kalitesiz iş çıktıları
Onuncu Bölüm / 3. Ders : OTORİTE
Güneş’i zamansız batırma fikriyle ilgili olarak Kral konuşmasına şöyle devam eder:
“Herkesten verebileceği kadarını istemeliyiz. Otorite her şeyden önce sağduyuya dayanmalıdır. Sen kalkıp halkına, kendilerini denize atmalarını buyurursan ihtilal çıkar. Benim verdiğim buyruklar akla yatkın oldukları için yerine getirilmelerini istemek hakkımdır.“
Otorite, sağduyudan ayrı olamaz. Ayırmaya çalıştığımızda ortada kalan şey:
- hiyerarşik zorunluluktan gelen,
- korkuyla tetiklenen,
- iş çıktılarını kalitesizleştiren,
içi boş bir saygıdır.
SONUÇ: Ekibin işte bulduğu anlamı yitirmesi ve ortamı ilk fırsatta terk etmesidir.
Ayrıca bu şekilde ayrılan ekip arkadaşlarınızın liderlik markanızla ilgili algısı da negatif olacağından, dalga dalga ilerleyen yorumlarla kişisel markanız zarar görecektir.
Onuncu Bölüm / 4. Ders : ADALET
Kral, Küçük Prens’i adalet bakanı yapmak ister; ancak Küçük Prens, 325.asteroidde yargılayacak kimse olmadığını söyler. Kral:
“O zaman sen de kendini yargılarsın. En gücü de budur zaten. Kendini yargılamak, başkalarını yargılamaktan çok daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir.”
Lider olarak kendimizi yargılamayı başaramazsak, adil bir yönetim sergilememize de imkan olmaz. Aslında burada bahsedilen yargılama, suçlama ve mahkum etmeden ziyade, öğrenme içeren bir sorgulamadır.
Kendimizi öğrendiğimizde, başkalarını tanımak ve anlamak mümkün olabilir.
İlk defa 1943’te yayınlanan Küçük Prens kitabından bu alıntılar, sizce de 79 yıl sonra bile, liderlik üzerine bize bir şeyler öğretmiyor mu?
Kaynaklar
Antoine de Saint-Exupery – Küçük Prens
Beğenebileceğiniz Yazılar
- Mitolojik Liderlerden Günümüze Yöneticilik – Zeus ve Orunmila
- Conway Yasası ile Yazılım Yapısından Kurumsal Çıkarımlar
- Her Mitte Bir Beste Gizli – Mitoloji ve Müzik
- Hint Mitolojisinden Kurumlara